Perspektif

Trump, Epstein ve Demokratlar: Suçlu bir egemen sınıf

Aktivistlerin Londra'daki ABD Büyükelçiliği civarında Nine Elms İstasyonu yakınındaki bir otobüs durağına astıkları Donald Trump ve Jeffrey Epstein'ı bir arada gösteren bir afiş, 17 Temmuz 2025. [AP Photo/Thomas Krych]

Jeffrey Epstein’ın 20.000’den fazla e-postanın yayınlanması, Amerikan egemen sınıfının ahlaksız ve suçlu karakterine yeni bir ışık tutuyor. Belgeler, tek bir bireyin özel sapkınlıklarını değil; bütün bir kapitalist seçkinlerin karakterini, finans, istihbarat, medya ve siyasetin iç içe geçmiş şebekesini ve onların ahlaki ve sosyal çürümeye ne kadar derinden battıklarını ortaya koyuyor.

Epstein, onlarca yıl boyunca zengin ve güçlü kişiler için çok iyi bağlantıları olan bir aracı olarak faaliyet gösterdi. Milyarderler, politikacılar, diplomatlar ve istihbarat görevlilerinden oluşan bir müşteri kitlesine reşit olmayan kız çocuklarını pazarladı. Nüfuz peşinde koşulan, nüfuzun alınıp satıldığı ve paraya -muazzam miktarda paraya- dönüştürüldüğü her yerde o vardı.

Bağlantıları arasında sadece Wall Street’in devleri ve Bill Clinton’dan Donald Trump’a kadar önde gelen ABD’li politikacılar yer almıyor; aynı zamanda eski Prens Andrew (Kral III. Charles’ın kardeşi, şimdiki adıyla Andrew Mountbatten Windsor) de dahil olmak üzere yurt dışına da uzanıyor. Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ve başka üst düzey yetkililerle olan yakın kişisel bağları, İsrail istihbaratı ile eskiye dayanan bağlantılarını gösteriyor.

Yeni yayınlanan e-postalar, Epstein’ın üst düzey yetkililer, medya figürleri, akademisyenler ve dış politika stratejistleri ile düzenli temaslar da dahil olmak üzere, seçkin çevrelerle ne kadar iç içe olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca e-postalar, toplumun bu tabakasının onun suçlarından haberdar olduğunu ve bunları örtbas etmek için aktif olarak çalıştığını da doğruluyor.

Bu durum, Epstein ile Donald Trump arasındaki bağlantıda en açık şekilde görülmektedir. Ghislaine Maxwell’e gönderdiği 2011 tarihli bir e-postada Epstein, daha sonra Virginia Roberts Giuffre olarak kimliği ortaya çıkan bir insan ticareti kurbanının kendi evinde Trump ile “saatlerce” vakit geçirdiğini belirtiyor ama bu olayın bir tür “havlamayan köpek” durumu olduğunu belirtiyor. Bu olay kamuoyuna hiç açıklanmamıştı.

2015 yılına ait başka bir e-posta dizisi, Epstein’ın Trump hakkında düşmanca bir biyografi yazan yazar Michael Wolff ile koordinasyon halinde olduğunu gösteriyor. Trump’ın Cumhuriyetçi başkan adaylığı için yarışmaya başladığı bu dönemde, Epstein Wolff’la bu bilgileri siyasi bir koz olarak nasıl kullanacaklarını tartışıyor. Epstein, mutfağında çekilen ve Trump’ın bikinili kızlarla göründüğü fotoğraflara sahip olmakla övünüyor. Bir yazışmada Trump’ın “kızlar hakkında her şeyi bildiğini” belirtiyor.

Şimdi yayınlanan 20.000 e-posta, Epstein’ın suçları hakkında önemli ayrıntılar içermektedir. Bununla birlikte, “Ölüler konuşmaz” atasözüne uygun bir şekilde, yüksek kademelerde bir karar alındığını gösterir koşullar altında, Epstein Ağustos 2019’da hücresinde asılı olarak bulunmuştu.

Demokratik Parti’nin, Biden yönetimi döneminde Trump-Epstein bağlantısını araştırmak için bolca fırsatı vardı ancak skandala önde gelen Demokratlar da karıştığı için bunu yapmadı.

Epstein davası başlı başına büyük önem taşıyor. Ancak Demokratların Trump’ın adının geçtiği en suçlayıcı e-postaların bir kısmını yayınlama kararı ve şirket medyasının bu konuyu yoğun biçimde gündeme getirmesi, bu davanın mali aristokrasi içindeki karanlık çatışmalarda bir silah olarak yeniden canlandırıldığını gösteriyor. Söz konusu çatışmalar, esas olarak Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürütülen savaş ve Trump’ın dünya ticaretini bozan gümrük vergileri uygulaması da dahil olmak üzere genel olarak dış politikadaki pervasız ve tutarsız davranışlarıyla ilgilidir.

Tüm mali aristokrasi Trump yönetiminin hedeflerini destekliyor ancak Trump’ın sınıf savaşı programını başarıyla yürütmek için çok fazla nefret edilen, çok dengesiz veya tehlikelerin farkında olmayan biri olduğu yönündeki endişeler de artıyor. Devlet borcunun durdurulamayan artışı, mali piyasalardaki dalgalanmalar ve hem işten çıkarmaların hem de enflasyonun artışı, küresel boyutlarda bir ekonomik krizin belirtileridir.

Bu bağlamda, Demokratların, hükümetin kapanması konusunda Trump’a teslim olmaya karar verirken, Epstein skandalı konusunda onunla mücadele etmeyi seçmeleri dikkat çekicidir. “Krallara Hayır” protestoları ve Cumhuriyetçilerin geçtiğimiz 4 Kasım seçimlerdeki hezimeti sonrasında, Demokratlar işleri ve sosyal programları savunmak yerine, Trump ile hüküm giymiş cinsel suçlu Epstein arasındaki iğrenç ilişkiyi muharebe alanı olarak seçtiler.

Trump, Cumhuriyetçi Parti içinde de artan bir çatlakla karşı karşıya. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, haftalarca süren ertelemeden sonra perşembe günü ani bir şekilde, Temsilciler Meclisi’nin önümüzdeki hafta Adalet Bakanlığı’nı tüm Epstein belgelerini kamuoyuna açıklamaya zorlayan bir karar tasarısını oylayacağını duyurdu. Johnson’ın bu karar değişikliği, tasarıya verilen desteğin kritik bir seviyeye ulaştığı anlaşıldıktan sonra geldi.

Bu önlem muhtemelen Senato tarafından engellenecek veya Trump tarafından veto edilecek ancak Epstein’a odaklanmak, federal harcamaların kesilmesi, ABD’nin Venezuela’ya yönelik saldırganlığı ve göçmenlere ve mültecilere yönelik saldırıların artması konusunda iki partinin yaptığı anlaşmayı gizlemeye yarayacak.

Trump’a gelince, Venezuela’ya karşı açık savaş hazırlıklarını ciddi ölçüde tırmandırma hamleleri, esasen yönetimin tırmanan krizinden kaynaklanıyor. Perşembe öğleden sonra, Savaş Bakanı Pete Hegseth, Pentagon’un Venezuela ve Kolombiya açıklarında en az 76 silahsız sivili öldüren 20 saldırıyı takiben “Güney Mızrağı Operasyonu”nu başlattığını duyurdu.

Amerikan yönetiminin askeri hücum yoluyla iç sorunları çözmeye çalışması ve demokratik haklara yönelik büyük çaplı bir saldırıya zemin hazırlaması ilk kez olan bir şey değil.

İşçi sınıfı, egemen sınıf içindeki bu mücadelede hiçbir fraksiyonun arkasına sürüklenmemelidir. Epstein davası sadece Trump’ı değil, tüm burjuvaziyi itham etmekte ve uzun zaman önce demokratik ilkelerle ve sosyal ilerlemeyle olan bağlarını koparan egemen sınıfın yozlaşmış yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Bu sınıf, iktidarı gangsterlere, dolandırıcılara ve yağmacılara teslim etmiştir.

İşçi sınıfı, giderek tırmanan siyasi krize kendi çıkarları doğrultusunda ve kendi programı aracılığıyla müdahale etmelidir. Epstein’ın suçları, özel mülkiyeti, sınıf ayrıcalıklarını ve yozlaşmış bir elitin siyasi tekelini savunan bir toplumsal sistemin tezahürleridir. Epstein’ı koruyan aynı sistem, şimdi yurt dışında savaşıyor, on milyonlarca insanın gıda yardımlarını kesiyor ve muhalefeti bastırmak için polis ve istihbarat teşkilatlarını harekete geçiriyor.

Epstein davası sadece geçmişle ilgili değildir. Bu dava, bugün ve gelecekle ilgilidir. Egemen seçkinler ahlaki ve siyasi olarak iflas etmiştir. Mevcut kurumlar aracılığıyla ıslah edilemezler ya da onlardan “hesap sorulamaz.” Bunlar için devrilmeleri şarttır. Gerekli olan şey, devrimci sosyalist bir programla donanmış işçi sınıfının, oligarşinin egemenliğine son vermek ve eşitlik, hakikat ve insan onuruna dayalı bir toplum inşa etmek için harekete geçirilmesidir.

Loading